Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kastamonu'da vatandaşlara seslendi. Erdoğan, "Bakın şu anda sorumsuzum ben. Ama yeni anayasayla birlikte her yaptığımdan sorumlu olacağım" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satırbaşları…
Tüm yenilmez sandıkları donanmalarıyla topraklarımızı işgale gelmişlerdi. Bugün de terör örgütleriyle iş birliği yaparak, ekonomiyi, diplomasiyi silah gibi kullanarak aynısını yapıyorlar. Bunun için diyoruz ki, 16 Nisan yeni bir çıkıştır. Yeni bir direniştir.
Bunun için 16 Nisan, 15 Temmuz’daki direnişin neticeye ulaştırılmasının adıdır. Onun adeta intikamıdır buna hazır mıyız? Kastamonu, 16 Nisan’da büyük Türkiye için “Evet” mi? Müreffeh Türkiye için “Evet” mi? (Evet sesleri) Maşallah. Kastamonu bu ülkenin hangi mücadelesine destek verdiyse, oradan zaferle ayrıldık.
Erdoğan, Türkiye'nin inşaa ettiği her şeyi tehlikeye atıyor
İnşallah 16 Nisan’da ülkemizi aydınlık bir geleceğe hep birlikte taşıyacağız. 16 Nisan’da niçin sandık başına gittiğimizi biliyorsunuz değil mi? Sizler, öyle “Hayır” diyenler gibi körü körüne sandığa gitmiyorsunuz değil mi? Ne yaptığımızı, niçin yaptığımızı bilerek tercihimizi yapıyoruz değil mi? Gerçekten Türkiye için tarihi bir yol ayrımındayız. Kimler “Hayır” diyor? Söyleyeyim. Kandil’deki teröristlerin başları “Hayır” diyor. PKK terör örgütü “Hayır” diyor. Değerli kardeşlerim, FETÖ’cüler “Hayır” diyor, tamam mı? Buradan çok önemli bir noktaya geliyorum.
Sevgili peygamberimiz ne diyor biliyor musunuz? Kişi sevdikleriyle beraberdir. Bunlar Kandil’i sevdiklerine göre Kandil ile beraberler. FETÖ’cülerle beraberler. Bunların 15 Temmuz’da ne yaptıkları belli değil mi, ülkemizi bölmeye çalışmadılar mı? Bak 25 gün kaldı, üç hafta.
Kardeşlerim, bu halk oylamasında Türkiye’nin yeni yönetim sistemiyle ilgili tercihimizi ortaya koyacağız. Ya mevcut sistemle devam edeceğiz, ya da cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçeceğiz.
Kılıçdaroğlu: ‘Evet’ oyunun vebali ağırdır. Vatanını seven ‘Hayır’ diyecektir
“EL ÂLEM DEMOKRASİSİNİ BÜYÜTÜRKEN SİZ DARBE PEŞİNDE KOŞTUNUZ”
Bu ülkede Menderesler idam edildi ya. Ah kardeşlerim. Sizler onları okuyarak hatırlıyorsunuz. İşte onların idamını alkışlayanlar, bugün “Hayır” diyorlar. Farkın ne olduğunu anlayın. O günler işte bu sistemin ürünüydü. Ana muhalefetin başı ne diyor bak; el alem uzaya çıkıyor, bizimkiler ülkeyi tek adama bırakıyor. Yahu, el alem uzaya çıkarken, siz Türkiye’de darbe peşindeydiniz be. Ülkenin sanayileşmesinin, büyümesinin önünü siz kapattınız be. El alem demokrasisini, ekonomisini büyütürken, siz müsebbibi olduğunuz krizlerle bu ülkeye bedel ödettiniz be. El alem uzaya giderken siz bizim kızlarımızın kılık kıyafetiyle uğraşıyordunuz ya. El alem uzaya gidiyordu, onlar kızlarımızı ikna odalarına sokuyorlardı. Benim kızlarım da gidemedi okula, yurt dışına gönderdim. Düşünün, kızlarımız bizim baş örtüleriyle beraber ABD’de, İngiltere’de okuyabildi. Ama kendi ülkemde okuyamadı. O ülkelerin liderleri şaşırıyordu. Şimdi ne oldu? Devran değişti mi? Şimdi meydan burada. Başı açık, başı örtülü kardeşlerim el ele. Nereye yürüyorlar, “Evet”e yürüyorlar. İşte buyurun, AKP’ye, MHP’ye gönül veren kardeşlerim, el ele “Evet”e yürüyorlar.
“BU ÇUKURCULAR BENİM GÜNEYDOĞU’DAKİ KARDEŞLERİME EZİYET ÇEKTİRDİLER”
Cumhurbaşkanlığı ile başbakanlık birleşince çift başlılık mı ortaya çıkar, çift başlılık mı ortadan kalkar. Geçenlerde öyle diyor ana muhalefetin başı. Değerli kardeşlerim, doğrusu şaşırdım. Bak, ben konuşmuyorum. (Kılıçdaroğlu’nun ses kaydı) Şimdi, bu soruyu okula yeni başlamış torunuma dahi sorsanız cevabı bellidir. “Dede, çift başlılık ortadan kalkar”. Ana muhalefetin başındaki zat, bir radyo programında cumhurbaşkanı ile başbakan başka partiden olursa kavga çıkar dediğinde bir şeyi düşünmüyordu. Biz zaten bunu kaldırıyoruz. Çift başlılığı ortadan kaldırıyoruz. Cumhurbaşkanlığı ile başbakanlığı birleştiriyoruz. Bırakın bizim söylediklerimizi, adam kendi söylediğini dahi dinlemiyor. Ya anlamıyor, ya da anladığı halde yalan söylemeye devam ediyor. Şimdi bizde bir söz var, zihin fukara olunca, akıl ukala olur. Duydunuz mu bunu? Açıkçası CHP seçmeninin böyle bir eziyete maruz kalması beni çok üzüyor. Adam yedi seçim kaybetmiş yerinden kıpırdamıyor. Niye kıpırdasın ki? Yeni sistem yedi değil on beş seçim kaybetse yerinde kalmasına imkan tanıyor. Yeni sistemde bir defa kaybedersin cumhurbaşkanlığı seçimlerini, iki defa kaybedersin. Üçüncüde yoksun. Sistem kendi liderlerini üretiyor. Biliyor ki yeni sistemde bedavacılığın devri kapanıyor. AK Parti’ye gönül veren kardeşlerim, MHP’ye gönül veren kardeşlerim, BBP’ye, Saadet Partisi’ne gönül veren kardeşlerim, HDP’ye gönül veren kardeşlerim… Bak “Gönül veren kardeşlerim” diyorum dikkat edin. Gelin, 16 Nisan’da el ele verin, bu tepedekilerin yanlışlarını bozun. Bu çukurcularla beraber mi yürüyeceğiz? Bu çukurcular benim Güneydoğu’daki kardeşlerime eziyet çektirdiler. Kardeşlerim, 16 Nisan’da oylanacak sistemle ilgili asıl gerçek, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle birlikte koalisyonların ortadan kalkacak olması. Geçmişte milletvekili pazarı kuran parti liderleri vardı. Milletvekili istifa ettiren siyaset baronları vardı. Meclis’te beşinci parti olduğu halde başbakanlık koltuğuna oturan parti liderleri vardı.
“BAKIN ŞU ANDA SORUMSUZUM BEN…”
İktidarlar artık otellerde değil, sandıkta belli olacak. Cumhurbaşkanı seçilen kişi kendi kabinesi oluşturacağı için Meclis’te bu utanç manzaraları bir daha yaşanmayacak. Benim milletim uyanıktır, cumhurbaşkanının dediğine bakar. Cumhurbaşkanının fesih yetkisi yok. Kardeşlerim, cumhurbaşkanının kanun yapma teklifi de yok. Sadece bütçe. Bütçe dışında kanun teklifi dahi veremez. Bunlar 18 maddeyi okumadan milletin önüne geliyorlar. Bakın şu anda sorumsuzum ben. Ama yeni anayasayla birlikte her yaptığımdan sorumlu olacağım.
Kaynak: