Kısa bir süre annesini kaybeden dünyaca ünlü piyanistimiz Fazıl Say, sosyal medya hesabından, kendisiyle ilgili yapılan çirkin yorumlara adeta insanlık dersi niteliğindeki sözlerle cevap verdi.
Cenaze namazını kılarak son yolculuğuna uğurladığı annesinin ardından sosyal medyada hakkında yapılan ‘Fazıl Say ateist değil miydi? Cenaze namazı mı kılıyor?’ şeklindeki yorumlara tepkisiz kalamayan Say ‘Lütfen bunu yapmayın’ notuyla yazdığı satırlarında şu ifadelere yer verdi:
“Bunların hiç birini yazmak istemezdim. Annemin cenaze töreninden sonra sosyal medyada çıkan tartışma ve yorumlar, sonsuz mertebede inciticidir, kin ve nefret doludur, annesini kaybeden bir insanın kalbini kırmak amaçlıdır, insani olan her şey bu yazılanlarda unutulmuş, terkedilmiştir, tüm bu yazılanlar en doğru şekilde yapılmış bir cenaze namazını kılan beni hedefe koyan, benim inancımı sorgulayan, utanç verici bir ilkelliği, cüreti ve cahilliği temsil etmektedir, bu tartışmalar hiç bir yere varamaz. Tek ricam, bu yazılanların kaldırılması ve bir daha böyle bir şeyin yaşanmamasıdır.
Bunu lütfen yapmayın.
İnsanların inançlarını sorgulamak, tehtitler yağdırmak, küfürler etmek, kimsenin haddi değildir. Biz annemin cenazesini en sade ve en doğru şekilde yaptık, cenaze namazını en güzel şekilde kıldık, annemle vedalaştım, o gün ailemizi yalnız bırakmayan tüm dostlarıma müteşekkirim.Taziye yollayan herkese, onbinlerce insana şükran borçluyum… Bakın; devletin tüm kademelerinden taziye mesajları gelmiştir, ülkemizi yöneten devlet adamları, tüm samimiyetleri ile beni bizzat aramışlardır, iktidar ve muhalefet, Cumhurbaşkanımız, tüm liderler, bakan ve milletvekilleri, hepsi aramış taziyelerini iletmiştir, sonsuz teşekkür ediyorum.
Dostlar,
Bu tartışmalar olmasın, çocukça bu, içindeki sevgi ve iyiliği tüketip kin ve nefret kusanlar, lütfen insan olduğunuzu hatırlayın, hepimizin insan olduğunu hatırlayın, lütfen yazdıklarınızı kaldırın, bu yapılanın kimseye bir faydası yoktur.Lütfen… Hayatım boyunca çok fazla mücadele verdim, Fethullahçıların engellemeleri, Adnan hocacıların açtığı anlamsız davalar, ( sonrasında beni inançsızlıkla suçlayanların kadın tüccarı çıktığını ve hapise atıldığını duyduk)
Ve; Geçtiğimiz yıllarda, elimden alınan festivallerim, kültür bakanlığındaki haksız sansür, kınama ve -kurumları suistimal eden-yaptırımlar. Tüm bu yıllarda kendimi ve sanatımı savunmak istedim… Kim ne kazandı bunlardan dostlar?
Şimdi de annemin cenazesi.
Yapmayın.
Rica ediyorum, bunu yapmayın…”