CHP lideri Kılıçdaroğlu pertisinin grup toplantısında konuştu. Kılçdaroğlu, Büyükelçiye suikast, Anayasa değişikliği ve başkanlık sistemine kadar gündeme dair bir çok konuda önemli tespitlerde bulundu. Kılıçdaroğlu: Bir dikta yönetimi getirmek istiyorlar, izin vermeyeceğiz, rejimi değiştirmek istiyorlar, izin vermeyeceğiz, darbe girişiminden sonra darbenin sorumluları yasal korumaya alınmaya çalışılıyor, kendi darbelerine anayasal statü getirmek istiyorlar, buna izin vermeyeceğiz..
Anayasa değişikliği, başkanlık sistemi, rejim değişikliği, Rus Büyükelçi Andrey Karlov'un öldürülemesi, terörle mücadele gibi başlıklarının öne çıktığı konuşmada Kılıçdaroğlu çok sert açıklamalar yaptı..
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı konuşmasından satırbaşları…
Devleti siz yönetiyorsunuz, bizden bir şey istediğinizde vermediysek söyleyin. Terör konusunda mücadele ciddi bir iştir. İstihbaratı çöken bir ülkede terörle mücadele yapılmaz. Ciddi ve güçlü istihbarat örgütümüzün olması lazım. Teröre karşı olan diğer istihbarat örgütleriyle de sıcak ilişki kurmak gerekiyor. Terörle mücadele akıl, bilgi, birikim, deneyim işidir ve en önemlisi liyakat işidir. Siz, devlette liyakatı tamamen çökertirseniz terörle mücadele edemezsiniz.
Terörle mücadelede ayrıca dış politikaya da dikkat etmek zorundasınız, komşunuzda yangın varsa elinizde benzin bidonuyla giderseniz terörü engelleyemezsiniz. O yangın size de sıçrar. Terörle mücadele edeceksiniz terör örgütü üyesi saydığınız kişileri Ankara’ya çağırmayacaksınız, kırmızı halılar sermeyeceksiniz, böyle yaparsanız terör örgütünü meşrulaştırırsınız. Masaya oturmayacaksınız, muhatap olmayacaksınız. Oslo’da masaya oturdunuz, Habur’da masaya oturdunuz, ayaklarına hakimler, savcılar götürdünüz. İmralı’da masalar kurdunuz defalarca söyledik, “Bu yol yol değildir, önleyemezsiniz” dedik. “Önleriz” dediniz, faturayı kim ödüyor şimdi? İktidar olan beylerin çocukları mı ödüyor, hiçbiri askere gitmiyor, gariban anaların, babaların çocukları ödüyor. Bunun üzerinde hepimizin durması lazım, vicdanım sızlıyor. Böyle bir devlet yönetimi olabilir mi, 2002’de terörsüz bir Türkiye alacaksın, 14 yılda terör bataklığına çevireceksiniz.
Böyle bir devlet yönetimi dünyanın hiçbir yerinde yoktur. Yüzlerce insanımız hayatını kaybetti. 20 Temmuz’dan bu yana 843 güvenlik görevlimiz şehit oldu. Siyasi sorumlusu kim bunların? Bir Allah’ın kulu “Siyasi sorumluluk benim, görevi bırakıyorum” dedi mi. Yok. Bu işin sorumlusu kim, bakan mı, bakkal mı, ülkeyi yönetenlerdir sorumlular. Ama hiç kimse sorumluluk almıyor. Havuz medyası CHP’yi suçluyor, sanarsınız ki 14 yıldır CHP yönetiyor ülkeyi. Allah akıl fikir versin bunlar, Allah akıl fikir versin. Terörü önleyecekseniz radikal cihatçı gruplara kucak açmayacaksınız, silah vermeyeceksiniz, arkalarında durmayacaksınız. Bakın dün akşam Rusya’nın büyükelçisi hain bir saldırıyla hayatını kaybetti. Yakışmıyor Türkiye’ye, yakışmıyor.
Öldüren kişinin bir polis olması, ayrıca üzerinde durmamız gereken bir noktadır. O kişinin canlı yakalanmayıp da öldürülmesi yine üzerinde durmamız gereken bir noktadır. Kimse yok, niye canlı yakalamıyorsunuz. Kaldı ki, bu saygıdeğer büyükelçi Türkiye-Rusya ilişkilerinin düzelmesi için olağanüstü çaba harcayan bir isimdir. Kendisine ve Rus halkına taziyelerimizi iletiyoruz. Hiçbir yabancının kendi ülkemizde bir suikasta kurban gitmesini istemiyoruz. Onları korumak bizim şerefimizdir, koruyamıyorsak ciddi bir sorun var. Onu öldürenden çok onu azmettireni bulmamız gerekiyor. Fotoğraflara bakın arkasında duruyor. Silahı çekiyor, sloganlar atıyor, yere düşen büyükelçiyi defalarca kurşunluyor. Bu tabloyu bu ülkenin vatandaşları hak etmiyor. Şiddetle kınıyoruz. Bunun faillerini mutlaka bulun, hükümete sesleniyorum, failleri yargının önüne çıkarın. Necip Hablemitoğlu’nun geçen hafta anma gecesi vardı. O da faili meçhul bir cinayete kurban gitti. Tıpkı Uğur Mumcu gibi. Bulmak gerekiyor failleri, dosya yeniden açılıyor. Düne kadar niye kapalıydı?
BİZE SATAMADILAR AMA BAHÇELİ’YE SATTILAR!
Seçim kampanyalarına katılılıyor Anayasa Mahkemesi’nin 15 üyenin 12’sini ben atacağım diyor sonra da ben gidip orada yargılanacağım diyor! HSYK’Yı da o kontrol ediyor. 6’sını kendisi diğerlerini de kendi partisi Meclis’ten seçecek. Bunu bize satamadılar ama Bahçeli’ye sattılar! Meclis’i fesh etme yetkisi Mustafa Kemal Atatürk’e verilmemiştir.
Kaynak: