Ali Adaçay
Değişim Zamanı Çoktan Geçti: Türkiye'nin Erken Seçim İhtiyacı var
Yaklaşık 20 yıldan fazla bir süredir aynı iktidar tarafından yönetilen bir ülkenin vatandaşları olarak 'yorulduk' Bir gerçeği açıkça konuşmanın vakti çoktan geçti:
Türkiye yoruldu. Ülkemiz, uzun yıllardır Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AK Parti) siyasi hâkimiyeti altında yönetiliyor. Bu süreçte itiraf etmek gerekirse bazı dönemlerde umut veren adımlar da atılmadı değil; fakat geldiğimiz noktada ekonomi, siyaset ve sosyal yaşamda yaşanan derin krizler, artık bu iktidarın toplumun ihtiyaçlarına cevap veremediğini, atılan olumlu adımları da değersiz hale getirdiğini açıkça ortaya koyuyor.
Zaten Vatandaşon umuzlarında ağır bir yük olan ekonomik tablo, her geçen gün daha da ağırlaşıyor. Tek hane hedefiyle geldikleri enflasyon kontrol edilemiyor, yüz milyarlarca dolar ülke hazinesini sömüren dövizde dizginlenemiyor, halkın alım gücü sürekli eriyor. İşsizlik rakamları resmi verilerle dahi saklanamayacak kadar yüksek. Ev almak, araba sahibi olmak, hatta temel gıda ürünlerini düzenli bir şekilde tüketebilmek bile birçok insan için hayal olmuş durumda. Bir zamanlar “istikrar” vaadiyle yola çıkan iktidar, bugün milyonlarca insanı belirsizlik ve geçim kaygısına mahkûm etmiş durumda.
Siyaset sahnesinde ise adaletin ve demokrasinin ruhu zedelenmiş durumda. İfade özgürlüğü, basın özgürlüğü ve yargı bağımsızlığı gibi temel değerler aşındırıldı. Toplumun farklı kesimlerinden yükselen eleştiriler ya yok sayılıyor ya da baskı altına alınıyor. Kurumlar iktidarın çıkarlarına göre şekillendiriliyor. Böyle bir ortamda gerçek bir demokratik tartışma zemini kalabilir mi?
Sosyal yaşamda da derin bir yorgunluk ve umutsuzluk hâkim. Gençler artık geleceğini başka ülkelerde arıyor. Üniversite mezunları işsiz. Aileler çocuklarının nasıl bir geleceğe sahip olacağı konusunda endişe içinde. Bir zamanlar umut dolu olan bu toplum, bugün her sabah yeni bir kriz haberiyle uyanıyor. Toplumun geniş kesimlerinde yılgınlık, umutsuzluk ve tükenmişlik hissi her geçen gün büyüyor.
Türkiye artık yıllardır aynı kadroların ve aynı politikaların pençesinde zaman kaybediyor. Oysa değişim, toplumların ilerlemesi için vazgeçilmezdir. Değişim bir tehdit değil, bir tazelenme fırsatıdır. Her iktidar, zamanla yıpranır; her yapı, zamanla yozlaşır. Bugün Türkiye'nin ihtiyacı, taze bir nefes, yeni bir vizyon ve gerçekten halkın taleplerini dikkate alacak bir yönetim anlayışıdır.
Erken seçim artık bir seçenek değil, bir zorunluluk haline gelmiştir. Türkiye'nin kaderi birkaç kişinin ikbal hesaplarına hapsedilemez. Milletin iradesi tazelenmeli, yeni bir başlangıç yapılmalıdır.
Ve evet; değişimden korkmamalıyız. Bir hükümet değişimi, bu ülkenin yeniden umutla dolmasına, gençlerin hayal kurmasına, işsizlerin iş bulmasına, emeklilerin onurlu bir yaşam sürmesine vesile olabilir. Adaletin, liyakatin ve özgürlüğün hakim olduğu bir Türkiye, bugünkünden çok daha huzurlu ve refah içinde olabilir.
Ambleminde ampül olan bir partinin ülkeyi bu kadar karanlık bir ortama sokacağı nereden bilinebilirdi. İroniktir ki bu karanlık uzun, hem de çok uzun sürdü. Ama her karanlığın sonu aydınlıktır. Şimdi değişimin, yenilenmenin ve yeniden umutlanmanın tam zamanı. Umutlarınız hiç tükenmesin, sağlıkla kalın..