Ali Adaçay
İstanbul'a ve gelecek nesillerimize ihanet: Hükümet bardağımızdaki suya göz dikti
İstanbul'un su kaynakları arasında önemli bir yere sahip olan Sazlıdere Barajı, son dönemde alınan büyük bir tepkiyle karşılanan kararlarla gündemde. 1998 yılında hizmete giren ve yıllık ortalama 55 milyon metreküp içme suyu kapasitesiyle Avrupa Yakası'nda yaklaşık 750 bin kişinin su ihtiyacını karşılayan bu baraj, artık içme suyu kaynağı olarak kullanılmayacak. Ortadoğu'daki savaşların temel nedenleri arasında başı çeken su, İstanbul'un elinden alınıyor.
Cumhurbaşkanlığı kararıyla barajın içme suyu kullanım oranı %100'den 0'a indirildi. Ayrıca, barajın mutlak koruma alanında 24 bin konutluk bir proje başlatıldı .
İstanbul'un bu gününün ve gelecek nesillerinin yaşam kaynağı olan suyun güvenliği açısından ciddi endişelere yol açan kara kamuoyundan çığ gibi tepkiler geldi. İklim değişikliği ve kuraklık gibi faktörlerin su kaynakları üzerindeki baskısı artarken, mevcut kaynakların korunması hayati önem taşırken, Sazlıdere Barajı'nın devre dışı bırakılması tam da bir 'ihanet' durumu değil midir?
İstanbul'un su temin kapasitesini daraltılarak, özellikle kurak dönemlerde güvenli suya erişimi riske atmakta olan proje ve uygulayıcışarı gelecek nesillerimize hesap vermek durumundadır.. Ayrıca, baraj havzasındaki yapılaşma faaliyetleri, çevresel kirlilik riskini artırmakta ve yer altı ile yüzey sularını tehdit ettiği de raporlanmış.
Yetkililer, Melen ve Sakarya gibi alternatif su kaynaklarının İstanbul'un su ihtiyacını karşılayabileceğini belirtse de, bu kaynaklara olan bağımlılığın artması, sistemin dayanıklılığını azaltmaktadır. Ayrıca, beklenen büyük İstanbul depremi gibi afet senaryolarında yerel ve hızlı su temini olanaklarının zayıflatılması, halk sağlığı açısından kaygı vericidir.
Sazlıdere Barajı'nın içme suyu kaynağı olarak kullanımdan çıkarılması ve baraj havzasındaki yapılaşma faaliyetlerinin durdurulması, İstanbul'un uzun vadeli su güvenliği ve halk sağlığı açısından büyük önem taşımaktadır. Temiz ve güvenli içme suyuna erişim, sadece bir altyapı meselesi değil; en temel insan haklarından biridir ve toplum sağlığının korunması için vazgeçilmezdir.
İstanbul'un geleceği için, su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir bir su yönetimi politikası izlenmesi gerekmektedir. Sazlıdere Barajı'nın içme suyu kaynağı olarak kullanımı yeniden değerlendirilmelidir.